Sunday, March 9, 2008

SEÇİM


İki aylık bir periyodun ardından sınavlar bitti. Dinine yandımının, ne de zormuş. Bir ara Papa’ya mektup yazıp, yardım isteyesim geldi. Çok şükür Cuma günü yine sınıfta 7 saat sözlü sınav sırası bekledikten sonra bu dram şimdilik sona erdi. Sınavlar,ödevler,projeler derken zaman aktı gitti. Şimdi bakıyorum bu arada Türkiye’de türban oylanmış, kabul edilmiş, cumhurbaşkanı onaylamış, Kuzey Irak’a operasyon yapılmış, Fenerbahçe tur atlamış, kişi başına düşen milli gelir 7500 dolara yükselmiş...Türkiye’nin gündemi felaket hızlı.

İtalya’da da hükümet düştü. Daha doğrusu Cumhurbaşkanı feshetti. Erken seçim. Haberi görür görmez acele giyinip markete gittim. Makarna,ekmek, pirinç falan aldım. Ne bileyim, kriz miriz olur sandım. Bi de kafamda krizle bakliyat arasında direk bir bağlantı oluşmuş. Markette canım çikolota çekiyor mesela ama almıyorum. “Oğlum kendine gel,kriz alışverişi bu” deyip durduruyorum kendimi. Acayip miktarda bakliyat aldım. Kasada millet yüzüme bakıp durdu. “Bak sen bak. Yarın borsa dipte, dolar fırlar, zamlanacak herşey” dedim içimden. Aslında canım bi de LPG tüp almak istedi. Ne zaman ekonomi yalpalasa hep tüp zamlanır, alıp bi köşeye koyasım geldi hiç bi yerde satılmasa da, kullanılmasa da artık. İşte ben bu kriz korkusu ile alışverişe gittiğimde biraz saç baş dağınıktı sanırım. Hep de bakliyata,ekmeğe, makarnaya ağırlık verince iyice kıllandı millet.. Bi de küçük bi velet geldi,şirin bir şey .Benimle konuşmaya başladı. Şirin olayım diye çocuğa biraz yüz verdim de çocuk bişeyler istemeye başladı. Anlamadım ama ne istediğini. Çocuk istiyor da ben bişey diyemiyorum. Arkamdaki teyzeler ne biçim insanlar var çocukla bile konuşmuyor gibi nefret dolu konuşmalar yapmaya başladılar. Velete kaş göz yapayım,korksun gitsin dedim ama kaş göz yaptıkça çocuk yüz buldu. Daha da sesli konuşmaya,bağırmaya başladı. Ne dedi hala merak ediyorum. Tabi ben sallasam bi türlü,sallamasam bi türlü. Arkadaki teyzeler de iyice baskıyı arttırdı. Sonunda annesi geldi aldı bebeyi. Bi de bana konuşulmaması gereken yabancıymışım gibi davrandı. Belli ki beni örnekleyerek çocuğa ders verdi. Hangi anne ister ki çocuğu devamlı makarna yiyen, saçı sakalı uzamış (sınavlar nedeniyle ama anne bilmez), doğru düzgün İtalyan’ca konuşamayan bir yabancıyla takılsın. Doldurup torbaları,eve gittim.

Bir gün geçti yok, iki gün geçti kriz falan yok...Çıktım çarşıları dolaştım. Her şey aynı. Baktım Berlusconi’ciler bi köşede hemen gittim bedava çakmak,kupa,kalem, defter falan varsa alayım diye.Yokmuş, broşür vermeye çalıştılar. “Manyak mısın?” ya dedim, broşürle kim oy verir? Hadi madem kömür veremiyosun bari kupa mupa ver. Bizim başbakan Berlusconi ile arkadaş. Hiç mi akıl vermiyor arkadaşına. (Başbakanımızın Antalya’da tatil yapan İtalyan turistlere “Berlusconi my friend” diye bağırdığı rivayet edilir) Çektim gittim. Bekledim bekledim, kriz falan olmadı. O kadar bakliyatı yemekten canım çıktı. Seçim yine bizi vurdu, durduk yere panik olduk, karnım ağrıdı. Bekliyorum her zil çalışında “Şimdi geldi diyorum gençlik kolları, eşantiyon var...” Yok efendim, ne arayan var ne soran.Seçime de 1 ay kaldı şunun şurasında. Daha seçim şarkıları bile hazır değil.Nasıl seçimse, anlamadım gitti.

Seçimlere de az buz parti katılmıyor. Seçimlere giren 181 siyasi oluşum var. Amerika karşıtı “Go Home Yankee”, Kumarbazlar Birliğinin “Merkez İtalya Casinoları”, Napoli’lilerin “Çöplere Hayır”, Cinsellik karşıtlarının “İktidarsızlık”, hayat pahalılığını protesto edenlerin “Tüketici Yurttaşlar”, Seçimlere karşı olanların “Oyumu Kullanmayacağım”, İşsizlerinBoşta Gezer”, eğilim karşıtlarının “Aykırı Tabaka”, 68 kuşağına bağlı olanların “Özgülük, Bağımsızlık, Saygınlık ve Aşk”, Roma imparatorluğunu hala düşleyenlerin “Kutsal Roma İmparatorluğu”, Ada hayranlarının “Sicilya Bizi İzleyin”, şairlerin “ Genç Şairler hareketi”, rehberlerin “Rehberler Birliği”, Milliyetçilerin “Benim Güzel İtalyam”, internetçilerin “İnternetçiler Partisi”, umutsuzların “Boşa Kürek Çekme” Şarlman hayranlarının “Şövalyeler”.....

Beni pek ilgilendiren bir seçim değil de halk arayış içindeyse ve “Şövalyerler “ veya “Kutsal Roma İmparatorluğu” başa gelirse nice olur halimiz. İtalya’nın kuruluş günü törenlerinde temsili haçlı seferleri etkinliği için bizi dizip protokolün önünde temsili olarak kılıçtan geçirirlerse ve halk coşkuyla alkışlarsa kötü olur. Gerçi böyle bir şey olursa bizim dönerciler de döner bıçaklarıyla onlara dalabilir. Hem beni gözlüklü savaşçı olmaz diyerek almazlar belki canlandırma takımına da. Kıllanmama gerek yok sanırım.

İşte böyle kendi kendime seçim heyecanı yaşadım bu aralar. Bunları da burada İtalyan arkadaşlara anlatamıyorum. Anlamalarına imkan yok kriz korkusunu. İçime attım ben de. İçime atmış olmamdan olsa gerek rüyalarıma yansıdı bu hadise. Rüyamda şalgam suyu gördüm. Meğer şu anlamdaymış: ” Rüyada salgam görmek, tum sıkıntıları içinize attıgınıza, çevrenizdeki insanlardan yardım istemeniz gerektigine isarettir.”. Şalgamdan başka bu aralar kokoreç ve fırın kebabı da gördüm. Bunları da söyleyeyim mi çevremdekilere, bana kokareç yapabilir mi, şalgam içirebilirler mi? Başlarım rüya tabirinden. Benimki “aç tavuk kendini tahıl ambarında görür”le “can boğazdan gelir” arası bir şey...

Görüşmek üzere, ne varsa yiyin,Türk mutfağını seviyorum ve dışa vuruyorum!

NOT: 1)Fotolar Venedik Karnavalından. İnsanlar maskeler takıp sokaklarda takılıyolar. Bu festival zaman içinde ülkeye yayılmış. Benim şehrimde de yapıldı. Süper eğlenceli.

2) "Knocked Up" adlı filmi herkese tavsiye ederim. Eğlenceli film.



3 comments:

NeReYe said...

ovgucum italya'daki secim sistemini bilmiyorum ama eger baraj varsa bu turlu cesit egilimdeki arkadaslara onersen, ortak bagimsiz aday cikarsalar. hem demokratik, hem de icraat anlaminda olmasa da vicdan rahatlatma konusunda efektif...

ovgu said...

Danimarka`da bisiklet binerken ruzgar hep arkanizdan esecek vaadiyle secim kazanan bagimsiz aday varmis.Su an parlementoda. Bagimsizlarin sansi bence de yuksek.

hpolattas said...

Öncelikle merhabalar.Ben son sınıf mimarlık öğrencisiyim İzmir yüksek teknoloji enstitüsünden. Politecnico di milanonun building engineering master programına başvurmuştum ve başvurum kabul edildi. bende internette lecco ile ilgili araştırma yaparken sizin yazılarınızı buldum. Gerçekten çok beğendim. Bana da eski günlerimi hatırlattı çünkü ben italyada 14 ay süreyle yaşamıştım daha önce erasmusla. İtalyancam gayet iyi bir seviyede ve sizinkide 1 sene sonunda göreceksiniz ki gayet iyi bir seviyede olacak. Ben sizden sadece biraz bilgi almak istiyordum. Acaba orası nasıl? Pahalımı? bursa da başvurdum ama haziranda belli olacakmış. Acaba burs çıkması kolaymı yada zormu? yani master yapanların çoğunluğu nasıl okuyor? Bu tarz sorular var kafamda. En önemliside acaba okulda gerçekten aradığınızı bulabildiniz mi? Umarım bu yazımı okursunuz ve cevap verirsiniz. Eğer sizinde herhangi bir konuda sorunuz olursa seve seve cevaplarım. E mail adresim hpolattas@gmail.com . şimdiden çok teşekkür ederim. Kolay gelsin. Polat.