Tuesday, November 2, 2010

Debate

Bugün hiç blog yazacak gibi değildim, ismini vermek istemeyen bir arkadaşın "Sopranos" tavsiyesini değerlendirmek için oturmuştum. Ancak bu arkadaş bana bir "debate"in video linklerini yollamış. Bir tıkladım, tam 90 dakika soluksuz izlemişim peşpeşe. Belki paylaşmazdım ama videoların 8. bölümünde konu bir anda Türkiye'ye geliverince paylaşayım istedim. Hoş hiç gelmese de yeterince güzel bir "debate" oldu. "Debate" lafını da ingilizce yazıyorum diye bana gıcık olmayın çünkü bu kelimenin yerine Türkçe "tartışma" veya "açık oturum" diyecektim ammavelakin bu Türkçe kelimenin bana çağrıştırdıkları İngilizce'si kadar nezih, entellektüel doyuruculukta değil maalesef. Bizim açık oturumlar genelde daha çok bağıranın haklı olduğu sanısını ve alkışlanan demegogların çığlıklarını hatırlatıyor bana. Dağarcığımda bu kelime fazlasıyla yıpranmış ve kirlenmiş. Ya yenisi icat edilsin ya da kavramı "debate" noktasına çekene kadar 200 yıl daha bekleyelim...

Her neyse, arkadaşın da adını veremiyorum çünkü kendisi yemekhane tadilatının her yıl hicri takvimle Ramazan ayına denk geldiği bir kurumda çalışıyor. Yeterince açık oldu sanırım.

Ayrıyeten öğrendiğim kadarıyla Youtube sansürü de kalkmış, o halde hemen video paylaşayım dedim. Geçen aylarda benzer videoları Dailymotion'dan falan bulayım da Türkiye'den insanlar takip edebilsin diye canım çıkıyordu. Sansür genlerimize işlemiş, bu tarz bir "debate"i ülkemizde asla göremeyeceğimi bilmemin de bir nedeni bu. Bakın ne boyutlarda bizde sansür. Bir şeyi idare edemiyorsak, onun hakkında konuşulmasını-konuşulmamasını idare etme sanatı ne boyutlara ulaşmış: "Aceto Balsemico: Susma sustukça sıra sana gelecek"

Halbuki biz Türkler çok koyuvergitsinciyizdir ama iş sansüre gelince öğrenemedik şu düsturu.

Şiddetle tavsiyem zaman yaratılıp Hitckens'in takip edilmesi. Ama uyarayım Dawkins'e alerjiniz varsa, Hitckens komaya sokar. Sinirleriniz bozulacaksa bu blogun daha eğlenceli yazılarını okuyunuz. Bakın bakalım Hitckens'ı mı, Tarık Ramazan'ı mı ikna edici bulacaksınız? Şunu da belirteyim Hitckens'ın yakalandığı kanserden kurtulacağının garantisi yok, eğer sevdiyseniz eserlerine ulaşınız.

Kendisine acil şifalar dileyerek bitirelim...



Part 2
Part 3
Part 4
Part 5
Part 6
Part 7
Part 8
Part 9
Part 10

No comments: