Saturday, May 7, 2011

Bergen, NORVEC




Sadece 2 saat sonra ayrilacagim buradan. Gitmeden yazmak gerekiyor cunku yeni bir ulkeye varir varmaz gelinen ulkenin imajlari bulaniklasmaya basliyor. Hele ki bu yolculuk Norvec'ten BAE'ne yapilacaksa icine dusecegim tezatlikla birlikte Norvec'te gecen gunlerin birkac saatte kafamda hayale donusmeye baslayacagini biliyorum. Gerceklik solmadan, baslayalim;


Yogun bir haftayi geride biraksam da zaman buldukca sehri gezdim. Bu arada bir onceki yazida bahsettigim egitim ertelendi, yaza kaldi. Kisaca isten bahsetmek gerekirse simdilik iyi gidiyor diyebilirim. Ancak ortalama bir meslege gore tehlikeler yok degil. Radyasyon, patlayicilar, yuksek basinc, yuksek desibel ve cisim dusmesi simdilik en tehlikeli noktalar gibi. Ayrintilari ben iste daha da derinlesince yazarim. Is yerinde en az 15 milletten adam var. Ilk kez uluslararasi bir ortamda hic Turkiye Turku'ne rastlamadim. Ama ikiser Azeri ve Turkmen var. Turkmenlerden bir tanesi iyi Turkce konusuyor, Azeriler zaten malum. Norvec'e girmeden once Turkik kavimler olarak gecen gece cok guldugumuzu belirteyim. Ilk olarak herkes kendisini orijinal Turk olarak tanimliyor ve digerlerini bozulmus olarak niteliyor. Tabi ben burada fazla cikintilik yapamadim cunku ozellikle Turkmen olan aynen Mete Han minyaturu gibi karsimda duruyorken "orjinal benim" demem sacma olacakti. Muhabbet dondu dolasti "Azerbeycan yaragli kuvvetleri' ve "Turkmenistan yaragli gucleri" noktasina geldi. Ondan sonra dilelerde olusan anlam kaymalari uzerine muhabbet muhabbet...Misal Turkmence'de "huy" bizdeki argo "penis" anlamina geliyormus. Oradaki bir Turkiye Turku ogretmen veli toplantisinda haylaz cocugun babasina: "senin oglanin huyu bozuk" demis ve olaylar gelismis. Bir diger olay da universiteye gelen bir Turkmen'in siir okumasi istenince yasanmis. Cocugun sinifta ilk okudugu siir soyle basliyor:


"Elimde yaragim var,

Oldurmek hayalim var..."


Bir de en cok "suya dusmenin" yuzmek olmasina sasirdim...


Gelelim mavi gozlu Araplar'a, yani Norvec'e...Danimarka aktarmali bir ucakla geldim buraya. Havaalaninda kapidan gecip, bekleme salonuna girince sarisin veya kizil, dovmeli ve mumkun oldugunca sort giyen ve bir seyler okuyan bir kitleyle karsilastim. Iceri girince herkesin birbirini tanidigi ama sizin kimseyi tanimadiginiz bir yere girmis gibi oldum. "Pardon" deyip geri ciktim, yanlis partiye gelmisim gibi sivistim. Kapinin onunde, koridorda bekledim. Bir de ozellikle cok sarisin hatun olunca butun ulke tikiymis gibi geldi ilk basta. Neyse sonra bindik ucaga geldik, isyerine gittim, dokumanlar falan derken ise basladik.


Bos olan gunumde sehre indim. Norvec'in 2. buyuk sehri deyince ben de baya buyuk sandim ama baktim ki bizim Nazilli kadar var yok. Yalniz sehir cok buyuleyici. Bir de hava gunesliydi sansima, yurudukce yurumusum. Vay arkadas, gunesin konumu saatlerce degismeyince ve siz varali daha bir gun olunca insan ne yurudugunu biliyor ne aciktigini. Ayagim su topladi. Simdi cok sallamayayim ama abartisiz ogleden sonra 2 ile aksam 9 arasi gunesin konumu ayni. 9'dan sonra batma egilimine giriyor ve 10 kusurda aksam oldu diyebiliyoruz. Bizim motto belli: "Hadi haci, aksam oluyor, eve kacalim". Peki ya aksam olmazsa...Resmen rezil oldum dolasmaktan. Birde ogleyin 12-1 yemek yedik diyelim. Aksam 7 oluyor hala ogleyin yedigin zamanki gibi gunes ulen yesem mi yemesem mi kafa karisiyor. Bir Turk restorani buldum da yedim bir seyler cok sukur sonunda. Cunku burada yemek bulmak bir hadise. Fiyatlardan bahsetmiyorum bile ama her gun hayatimi surdurecek kadar yiyebiliyorum. O kadar sacma bir damak zevkleri var ki yakinda saygi duymayi birakacagim. Sadece ben de degilim, Kuzey Afrikalisindan, Brezilyalisina, Orta Dogulusundan, Orta Avrupalisina kadar herkes sikayetci. Tam istah kabartan bir pizza goruyorsun icinden ananas cikiyor, tam cacik benzeri bir sey gordum diye sevinirken icerisinden tarcin cikiyor. Hay ben boyle askin izdirabini...


Tabi halkin psikolojisi de bunca zenginlige ragmen bozuk. Yuruyenlerin gozune bakinca anlasiliyor. Tek mutlular lise ve dengi gencler...Ondan sonra aydinlik-karanlik, soguk-yagmur derken beyinde bir cereyan atlamasi oluyor sanirim. Bir de daginik yerlesmisler. Koca ulke, nufus 5 milyon. Biraz toplanin, sosyallesin yok. 30-40 km etrafa ev yapmislar. Her evin de garajina 2 tane BMW ayarinda araba koymuslar ama cozum degil.


Bir de saglikli yasam cilginligi var. 25-30 yil once sigara reklamlarini yasaklamislar. Evin yaninda bir saha var sabah ise gitmek icin cikinca antreman yapan cocuklar goruyorum. Altyapi saglam ama nufus az iste. Dusunsenize bizim Izmir'den milli takim yapmaya calistigimizi. Gocmen de yok bizdeki gibi Almanya'dan topcu takviye etsinler. Demem o ki, yillarca yasiyorlar. Etraf 90-100 yasinda adam dolu. Bir yuruyosun sanki cuma namazi yeni dagilmis havasi var her yerde.


Neyse, dolasirken bir bara girdim. Bira fiyatlari pahali bir ulkeye gore bile pahali. 40 cl bira 6-7 euro (60 NOK) civarina satiliyor. Yerel halkla kaynasmak adina girdim. Tabi ben gittigi ulkenin seklini alan bir insanim. Nasil Italya'da deri mont giydiysek burda da biyiklari kesip keci sakal biraktim. Ise de yaramadi degil. Biyiklar varken cok dislaniyordum, simdi konu-komsu selam vermeye basladi. Velhasilkelam girdigimiz bar da metalci bari cikti. 200 bin nufus var, 100 bin metalci var kentte. Tipler tedirgin ediciydi ama fazla korkmadim. Norvec'te yilda 5 cinayet olmuyormus bile. Kafasi bozulan kendine sIkIyor burda. Yalniz yine de bu satanist bebelerden korunmak icin biraz dua ettim. Ise de yaradi sanki. O ilk pis bakislar dagildi. Soguk adamlar ama biraz bira icerlerse konusuyolar veya biraz dua edince o pis satanistlik gidiyor uzerlerinden. Hangisi sebep bilemedim. Bi de bu barlarda oturup, takilan baya dunyaca unlu gruplar varmis. Ozellikle death metal'in kalesi burasi...


Simdi death metalle ilgili bir belgesel koyacagim. Ben izledim cok urktum. Evde de yalnizim. Cop atmaya cikacaktim ama tirstim, sabah giderim artik. Siz de bi izleyin. Ulkemizin 4 mevsim yasamasinin nimetlerini gorun.


Bir de ifade ozgurlugu falan tavan yapmis, etrafta polis yok. Bunlar cok guzel seyler. Italya' da oturma izni almak icin polis karakoluna giderdik ve abartmiyorum aylarca beklerdik. Adeta suclu muamelesi gorurduk. Burda mis gibi gocmen ofisi var. Nezih, 5 dakikada bastilar izni. Bir de 3 yil kalirsam ve Norvec'ce ogrenirsem sinirsiz oturma vereceklermis. Isim geregi 3 yil kalmam imkansiz ama bunu soylemeleri bile guzel. Ama tabi insanin ici bilinmez, belki yabancilari sevmiyolardir. Ancak nufus artis orani -%4.5 (azalma orani) olan bir toplumun yabanci ihtiyaci da muhakkak. Ilgilen hatunlara soyleyeyim, Norvecli bir erkekten cocuk yapan her kadina vatandaslik veriyolar. Siz yine de bana inanip cocuk yapmayin, ben sadece duydum bunu.


Cok uzun olunca kimse okumuyordur bu yazilari. O nedenle keseyim artik. Sunu da belirteyim Norvec'in dogasi Turkiye'den daha guzel. Biraz objektif olmak lazim. Para da cok adamlarda. Ama mutlu degiller azizim. Biz de her ne hikmetse herkes daha neseli. Kissadan hisse; mutluluk kesinlikle bir bakis acisi isi...Ben bunu anladim.

Iste videolar (Death metal videosunun devamini youtube'den takip edin, toplam 5 bolum, iste bunlar bardaki cocuklar):




















3 comments:

Hüseyin Dereli said...

foto yok

ovgu said...

erotik fotolar icin tiklayin:
http://www.youtube.com/watch?v=kuNYC6S2W5Q

sena said...

sevgili ovgu umariz hersey diledigin gibi gidiyordur bizde mailin yok ama yazilarinin devamini bekliyoruz
butun blogunu zevkle okuduk yeni yazilarini dort gozle bekliyoruz.
Milano cok sicak bergen in serin yazinin tadinini cikar
gozdeyede cok selamlar

kocaman opuyoruz orhan ve sena