Thursday, July 28, 2011

Ferrari World-Formula Rossa
















En son Ankara'da iken bu eglence parki olaylarini birakmaya karar vermistim. Is ne kadar zorsa eglence de o kadar sert oluyormus. Is icin patlayici baglayinca, eglenmek icin kafede 3 saat oturamiyor insan. Bugun geri donus yaptim, eglence parklarina yeminimi bozup adim attim. Abu Dhabi eglenceleri cok sinirli. Arkadaslar bu cilgin alternatifle gelince reddetmek olmazdi. Ah bu Latinler yok mu, acayip egleniyor keratalar.








Ogleden sonra atladik F-1 pistinin oldugu yere gittik. Orada dunyanin en buyuk kapali eglence parkina girdik. Parkin adi "Ferrari World". Iceride her sey Ferrari. Ne varsa yaptik. Aramizda gercek Italyan olmadigi icin, herkes beni takip etti. "Burda kahve icilecek" dedim, ictiler. "Burda pizza yenecek" dedim, yediler. Irili ufakli eglencelere takildiktan sonra geldik bomba eglenceye. Dunyanin en hizli roller coster'ina. Ben de dunyanin en hizlisi oldugunu bindikten sonra ogrendim arkadas. Bilsem oturur dusunurdum, belki binmezdim. Alet 100 km/sa surate 2 saniyede cikti, 0-240 km/sa ise 4.9 saniye aldi. Ben hayatimda hic boyle hizlandirilmamistim. Siz de muhtemelern jet pilotu falan degilseniz hizlandirilmamissinizdir. Serbest dusmeden daha hizli. Yani cikayim su binanin tepesinden atlayayim desem o kadar hizlanamam. Simdi alete bindik, mal mal bakiniyorum ben. Millet demirlere yapismis. 'Ulen dur bi bokluk var' demeye kalmadan 'cuvv' diye bir ses kulaklarima doldu. Yemin ederim hizimiz sabitlenene kadar ne dusundugumu hatirlamiyorum bile. Beyinde bir tikanma oldu. Sonra hizlanma bitti diye biraz sevinir gibi olmustum ki 50-60 metre yukari cikip asagiya dogru daldik. Ondan sonra beyin yine gorevi devraldi, biraz dusunmeye basladim. Dusunmek dedigim saglikli bir dusunme degil tabi. 240 km/sa ile yukari asagiya giderken, surata ruzgari yerken normallik beklemek sacma. Guzel tecrube oldu, tarifi imkansiz. En cok da alet cok hizli oldugu icin eglence parklarinda, roller coster'larda korkmadiklarini veya eglendiklerini gostermek icin alkis tutan grubun bile yerinden kipirdayamamasina sevindim. Bu grup benim eglence parklarini birakmamda cok etkilidir. Bu sefer o ivmede kipirdamak imkansiz oldugundan mi yoksa kimsenin kipirdayacak cesareti kalmadigindan mi bilinmez bu sak sakci tayfadan eser yoktu. Roller coster'da ritm tutmak nedir ya?








Guzel gecen bir gunden sonra col mapushanemize geri donduk. Yarin kalkilacak, sinava calisilacak. Kapatmadan asagiya roller coster videolarini ve bazi fotolari koyayim. Videolardan birinde Alonso ve Massa var. Her gun 240 km/sa hiza cikip antreman yapan adamlarin yuzlerine bakin. Ondan sonra senin-benim gibi birinin yuzu ne hale girer bir dusunun.


Parkin tanitimi

Friday, July 22, 2011

Amor Fati



















































































Yine uzun ve yorucu bir muhendislik kosusturmasinin ardindan yazacak vakit buluyorum. 18 saat suren bir mucadeleden ciktim, biraz uyudum. Daha fazla uyumak istemiyorum, zaten 3 saat sonra da vinc kullanmaya gidecegim. Bos vakitleri uyuyarak degerlendirince geriye bir sey kalmiyor, insanligimdan suphe duymaya basliyorum. Zaten uykuyu da bayilmayacak kadar almaya alistim. 6 saat derin uyudugum zaman benden mutlusu yok.







Bu buyuk islerde sabaha karsi 4-5 arasi yorgunluk maksimum seviyeye cikiyor. Stres seviyesi de biraz azaliyor operasyonel kisim bitince. Bilgisayar basinda analiz yaparken cok uykum geliyor. Bu iste cok olasi oldugu icin "fatigue management" (yergunlukla mucadele) konusuna cok agirlik veriyorlar. Bi suru sertifikalar falan tamamladim ama sonucta anladigim bunun hic bir seye yaramadigi. Allah sizi inandirsin bunun yoneticisi bi adam bile var. Adamin sifati "fatigue manager". Iste ne zaman kahve icersen ne kadar ise yarar, ne kadar sivi tuketip ne kadar sebze yemelisin falan konularina kafa yoruyor. Uykuya gelince, 20 dakika uyumak lazimmis cok yorulunca. Derin uykuya gecmeden uyanmak lazimmis. Bunun da taktigini ogrettiler, avucunuza anahtar veya bozuk para alip uyuyorsunuz, derin uykuya gecip kaslar gevseyince elinizdeki obje dusuyor ve uyaniyorsunuz. Neymis, dinlenmis olarak uyaniyormusuz. Bunu 2-3 ayda defalarca yaptim. Yani olmek uzereyseniz ise yariyor ama dinleniyor musun derseniz, imkani yok. Hele bir de stressliyken zaten uyumak 10 dakika suruyor, kalkmasi da ayri iskence oluyor. Bunu kendi mudurume de soyledim. Yorgunlukla mucadele insanlarin uyumasina yeterince izin verilmedigi surece utopik. 3 fincan kahve 1 saat uykunun yerini tutar mi? Kesin o mudur aksam 8 saat uyuyodur da gelip bize 20 dakika uyuyun diyodur...Alisacagiz mecburen, isin dogasi bu. Zaten en cok olum ise giderken gerceklesen trafik kazalari ve kalp krizine bagli. Ise giderken dedigim sabah mesaisine giderken degil tabi. Mesela birbirine 3 saat uzaklikta iki kuyuda is var. Gittin, ilk is 20 saat surdu. 3 saat uyudun, ekiple yola ciktin. Bir 20 saat daha calsacaksin. Arabayi kullansan bi turlu, kullanmayip baskasina guvensen bi turlu. Ise daha cok kisi alip, elemanlari daha cok dinlendirmek sanirim "yorgunlukla mucadele muduru" tutmaktan daha masrafli.



Iste bu sabah yine 4-5 arasi cok uykum geldi bilgisayar basinda bi yuruyuse ciktim. Dusundum o parayi bulan Lidyali'yi...Hadi o herif bi hevesle parayi bulmus, parayi ilk goturdugu adam ne malmis ki almis o parayi. Insan bi demez mi "mis gibi takasimiz varken nedir bu metal parcasi, gozum gormesin seni..." Iste o gun bugundur insanlik bu durumda. Ben bu parayi bulana degil de ilk parayi kabul edip tekerin donmesini baslatan herife fena halde dusmanim. Iste sonumuz bu oldu. Kuresel krizler, ekonomiler, dev sektorler....O adami o saatte onume koysalar, agzini burnunu rahat tempoda kirardim. Bana parayi bulani degil, ilk kabul edeni getirin. Ona bi bisey olmadi tabi. Maksimum 40 yil daha yasayip olmustir. Biz cekiyoruz simdi ceremesini.


Gecen col safarisine gittik. Kum tepelerinde ralli yaptik. Bedevi cadirlarinda deve sevip, dansoz izledik. Dansoz asiri kolpa danseden bir Rus hatunuydu. Ben nargilemi icip uzaktan izledim ama Batililar oldukca begendi. Bir tane Turkmen arkadas vardi, evli. "Sen evli degil misin, bakma hatuna" dedim. Bana dondu ve "S.ktir git" dedi. Acayip hosuma gitti arkadas. En son 17 Nisanda bir insanin gozlerine bakarak Turkce konustum. Arada telefon veya cam olmadan. O an farkettim insan anadilinde muhabbet etmeyi ozluyor. Bi tane Azeriyle 15 dakika konustum bi de sinifta Turkmen var. Turkmenin Turkcesi zayif, Azeriyi de tanimiyorum. Denk geldi, konustuk. Her yerde Turk olur ama burada yok. Gittim mudure soyledim. "Bak Turk varsa haber verin bana" dedim. Gideyim iki lafin belini kirayim. Bu da ayri bir sIkInti yaratti bunyede. Gecen haber verdiler buraya 15 km uzakta bir ofis var. Orada Turk bulmuslar.



Iste boyle, 23 gun sonra buradaki maceram bitecek. Hayatimda hic sinirlarim bu kadar test edilmemisti. Hem fiziksel hem zihinsel. Simdi onumde bi is kaldi ki cok bomba. Burada ogrendigim butun servislerin kombinasyonunu tek bir iste sergileyecegim. 16 saat operasyon, 12 saat analiz. Beklemesi hazirligi derken rahat 30 saati bulur. Yapicaz artik bi sekilde. Benim de henuz bir planim yok...Sonu geldiginde mutlu hissedecegim asikar. En azindan 50 derecede alevalmaz kumastan tulum giymek zorunda olmayacagim. Sonra yeni maceralar. Bunun tam tersi soguk kuzey denizi ve offshore. Bazen cok egleniyorum bazen de kucuk bir tostcu dukkanim olsa hic kipirdamasam istiyorum. Herkesin bir hayat hakki var sunun surasinda. Nedir bu yani kosusturup durdugumuz. Daha fazla felsefe yapmayacagim cunku felsefe yaptigim her dakika uykumdan gidiyor. Kalanini uyurken dusunurum artik.




Herkese iyi yaz gunleri diliyorum...Sahip olduklarinizin kiymetini bilin, kaderinizi sevin.


































Saturday, July 16, 2011

Tatil

Sonunda ertesi gunu dusunmeden yasayabilecegim bir noktaya ulastim. Gecici de olsa buraya varmak guzel. Olumu gorup, sitmaya razi olmak bizimkisi. Yarin 3 gunluk aramiz basliyor. Dubai' ye gidiyorum. Hazirliklar ancak sabaha bitti. Bir suru is vardi yine tatile gitmeden bitirilecek.
Bugun ilk kez karsimda etten kemikten bir insan varken Turkce konusmayi ozledigimi farkettim. 4 ay oldu, internet haricinde soyle ete kemige burunmus bir insanla Turkce konusmadim. Bu sektorde Turk az. Ulke olarak petrol uretiminde pek olmadigimiz icin sanirim. Cinli sinif arkadasimin deyimiyle "rare kind"im burada.

Bu meslegi yapanlari hayat kadinlariyla karsilastiran bir email aldim. Paylasayim istedim.
Sevgiler...

"When I try to explain to people exactly what I do in my job, it's
sometimes difficult to get them to understand.


This may put it in a way that makes it easier to grasp.

1. We work in weird shifts ... Like prostitutes.

2. They pay you to make the client happy .... Like prostitutes.

3. The client pays a lot of money, but your employer keeps almost
every penny ... Like prostitutes.

4. You are rewarded for fulfilling the client's dreams ... Like
prostitutes.

5. Your friends fall apart and you end up hanging out with people in the
same profession as you ... Like prostitutes.

6. When you have to meet the client you always have to be perfectly
groomed ... Like prostitutes.

7. But when you go back home it seems like you are coming back from
hell ... Like prostitutes.

8. The client always wants to pay less but expects incredible things
from you ... Like prostitutes.

9. When people ask you about your job, you have difficulties explaining
it ... Like prostitutes
10. Everyday when you wake up, you say: I'M NOT GOING TO SPEND THE
REST OF MY LIFE DOING THIS SH1T'.... Like prostitutes.

The only difference is the prostitutes can take Christmas and New Year's
Eve off and they actually DO make a lot of Money!!!"