Çalışmak ne zormuş arkadaş, iş ararken, okurken insan kafasında çok başka şeyler mi kurar, bana mı böylesi denk geldi bilmiyorum. Çan eğrisi dağılımında sağa doğru (en zor amir) %5'lik dilimdeyim. Şeker gibi adamdı bu İtalyanlar. Yaşamayı, eğlenmeyi bilirlerdi. Ya da belki bunları iyi bildiklerinden, çalışmayı-çalıştırmayı pek öğrenemimişler. Başta "yabancı olduğumdan mı oluyor acaba?" paranoyasına da girmedim desem yalan olur. Ne de olsa ofisin Zekeriya hocasıyım. Her gün 50-60 kişiyi dinimiz hakkında bilgilendiriyorum. Daha bugün, internet gazetelerinin linklerinden oruç saatlerine bakmayı öğrettim. Ama "başlamak için kışı bekle, daha rahat olur" dedim. Aklı baya yattı. Ötesi, domuz eti yemenin yasak olduğunu falan bilmeyenler var ofiste. Baya temelden almak gerekiyor anlayacağınız. Eksik taraf kalırsa şu tarz sıkıntı doğabilir; iftarda domuz eti yiyip, şarap içmeleri... Dünya ne garip yer, birilerinin en önemli şeyi, başkaları için genel kültür bile olmuyor bazen. Bir de iki haftaya yakın tatile gitmiştim, dönüşte lokum getirdim. Sevmedi adamlar. Kibarlıktan birer tane almışlar. Tabi yakın arkadaşlarım daha çok kibarlık yapmak için 4 tane falan yediler, halbuki yanına bi espresso patlatınca çok da hoş oluyor. En uyuzu da birisinin bana incir yemeyi öğretmeye çalıştığı andı. Ben Aydınlı'yım...Ama değişik bir tercihi varmış çocuğun, inciri ortadan ikiyi bölüp, yalayarak yiyor (afedersiniz dilini sokuyor). Çok güldüm ama signorina'lar vardı, ayıp oldu...
İşte böyle geçiyor günler iğrenç yöneticime rağmen. İlk tecrübemde kendisine karşı sorumlu olduğum kişinin böyle çıkması hoş olmadı sanırım ama zordan başlamakta da vardır bi güzellik. Adama dayanamayıp giden (2'si de benden sonra başladı) 2 eleman daha var. Şimdi 3.sü de zor durumda ama çocuğa akıl verecek konuma geldim. Olay belli, proje yetişme günü yaklaştıkça bize bi yüklenme oluyor. Ama kasmaya gerek yok. Zaten ne olursa olsun, hata bizde olacak. Bi de yapmaya başladığımız projeyi genelde 3 kere değiştiriyoruz. O nedenle yumurta göte dayanana kadar fazla kasmaya gerek olmuyor. Bu bilgileri her gelene aktarıyorum. Misal, bu cuma teslim var ve bugün yine değişti dizaynımız. Yarın artık eve kaçta gelirim bilmem. Be adam, madem değişecekti biz niye 1 haftadır azar yiyoruz, boşu boşuna kastık...
Eskiden işlerin yönetim kısmını horgörürdüm ama şimdi anladım ki yöneticilik ayrı bi olaymış hakkaten. Yani tamamen "yapamayan yönetir" değilmiş. Hatta keşke daha üzerimizdeki yöneticler bu herifi uyarsa diye dua etmeye başladım. Zaten yıllarca mühendislik okumanın boktanlığını da 2 ayda anlayıverdim. O kadar çalışırken biz meğer kendimizi besin piramidinin alt basamaklarına hazırlıyormuşuz. Bir de bu besin piramidi benzeri bir stres piramidi var ki onda da en alttayız. CEO, İtalya ofisini açıyor. Marketing falan müşteriyi buluyor sanırım (Yatırım pahalı olduğundan, adamı bulup bağlamak gerekiyor), finans falan zaten maaşın yattı diye ayda bir gelip fatura veriyor. İnsan kaynakları "çöp kovası burda dursun mu? her masada bir çiçek olsun" diyor, proje yöneticileri işi planlayıyor. İşte burada proje yöneticisinin altında teknik takım var. Teknik takımda da toy mühendisler. Stres piramidin dayandığı yer burası. Diğer elemanlara bakıyorum devamlı şakalaşıyorlar, inciri yalayarak yiyorlar. Biz hep muzdan tüketiyoruz. Ona da sekreter kızıyor: "çok muz yeme teknik ofis" uyarısı alıyoruz...İşte benim kısa iş hayatından anladığım bu. Mühendis olursan devamlı muz yersin. İncir yemek istersen yöneticiliğe geçmenin yolunu bulacaksın. Ya da kendi işin olsun, muz kazan muz ye, ama sen mus yerken bırak inciri orada havyar-vodka yiyen adam var. Zaten istatistikler şirketteki general manager-CEO'nun en alt basamaktaki adamdan 35-40 kat fazla maaş almasını öngörüyor. Bu durumda adam ben bir muz yerken 40 muz yiyemeyeceğine göre, yükte hafif, pahada ağıra yöneliyor, havyar tüketiyor. "Corporate" dünyaya genç yaşımda kızgın ve kırgınım. Biz piramidin altındakiler çoğunlukta olmamıza rağmen nasıl bu oyuna geliyoruz, bize de kızgınım. Yarın daha yüksek maaşlı bir işe girmek için mülakat olsa gidermiyim, koşarım...
Bütün bu zorluklar ufaktan yorgunluk ve bıkkınlık yaratmaya başladı bünyede. Devrim yapamayacağıma göre, ya iş değiştirmek gerekecek ya da TR'ye dönmek. Ya da belki iyice katlanmayı öğrenirim.
Genel eğlenceli üslubun dışında biraz dert yanma, ağlama olmuş ama hayat da böyle bir şey. Zaten blog yazmaya elimin gitmeme nedeni de bu son zamanlarda...Üstaddan gelsin, Can Yücel:
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme, bil ki...
Ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi...
Fight Club - Shut your Mouth
Caricato da the_runawayfromdanger_man. - Stagioni complete e singoli episodi online