Thursday, May 28, 2020

KORONA GÜNLÜKLERİ-9

The SpaceX Dragon 

ROKETLİYORUM

Akşam yemeklerinden sonra ''hanım ben hava almaya çıkıyorum'' diyerek gidilen kahveler hayatlarımızdan çıkıp giderken, online oyun kahvehaneleri hayatımıza giriverdi. Eskiden kahvelerde mesela sekizde buluşuşurdu. Şimdiyse Türkiye saatiyle sekizde buluşuluyor. Avrupa'dan gelip oynayan dostlar var, Amerika'dan bağlananlar var. Tam yirmi yıl önce John Wick misali gömdüğümüz silahlarımızı çıkardık, bilgisayar oyunlarına tekrar daldık. Bir zamanın çocukları, şimdi çocuklarını yatırıp atari başına koşturuyor. Şu muazzam teknolojiye bakar mısınız?

İlk COVID yazımın üzerinden iki aydan fazla zaman geçti bile. Henüz bir aşımız veya ilacımız yok ve hatta olacağı zaman halen meçhul. Ama bilim öyle ya da böyle gündem olmayı başardı. Esasen faydalı da oldu, bazı kavramlar üzerine düşünme fırsatı bulduk bu sayede.

Öncelikle, bilimin sadece sonuçları itibariyle değil, bizzat metodları ve sunduğu bakışla da oldukça önemli olduğunu hatırladık. Bilimin yararları deyince uzun süredir onun sadece günlük hayatımıza getirdiği kolaylıkları anlıyorduk. Misal dedik ki; ''bilimin gözünü seveyim, 20 eski arkadaş evlerde oturup kahvedeymişçesine oyun oynuyoruz, bağıra çağıra muhabbet ediyoruz''. Öylesine bir heyecana kapılmıştık ki insanlık olarak, teknoloji sayesinde doğa dahil her şeye hükmedeceğimizi sanmaktaydık. Tutmasalar uçacaktık ama şimdi ancak evlerde hapislik... 

Teknolojinin getirdiği yararı-zararı hep beraber yakınen yaşıyoruz, bunu bir kenara bırakalım. Süreçte hatırlamış olduğumuzu umduğum bilimin ahlaki değeri üzerinde durmamız ve onu farketmemiz faydalı olacaktır. İnsanın bilme aşkı ve merakı şüphesiz insan olma yolunda çok değerlidir. Ayrıca bilimsellik olaylara dışarıdan bakabilmeyi, nesnel bakış açısını barındırdığı için en az sonuçsal faydaları (teknoloji) kadar anlamlıdır. Dahası, düzgün akıl yürütmeyi, boş-beleş konuşmamayı, dünyanın her yerinden insanlarla oturup belli referanslar içerisinde sohbet etmeyi sağlayan da yine temelde bu bilimsel ahlaktır. Bilimsel bir çıpa olmayınca, konuların ne kadar saçma noktalara ne kadar hızlı kaydığını hep beraber gördük, görüyoruz.

Demem o ki bilim güzellemesi yapacaksak illa ki, sadece onun sonuçlarıyla alakalı olmayalım. Metodları ve ahlakı da en az teknoloji kadar önemlidir ve kaybolmaya yüz tutmuş nadide değerlerimizdendir. Virüsün başlangıcında, bugününde ve geleceğinde bu ahlaka aşıdan da çok ihtiyaç duyduk, duymaya da devam edeceğiz.

Hiçbir şey bilmediğini deklere ederek, içinde yaşadığı toplum ve kendisi dahil her şeyi sorgulayabilen  ahlakın kıymetinin yaygınlaşmasına vesile olur belki virüs. Teknolojinin ötesinde bir bilimsel ahlak, roketle marsa gitmenin ötesinde bir insanlık var.