Sunday, September 13, 2009

"Cold reading"e İnan, Falsız Kalma...




İstanbul’da Beyoğlu’ndan aşağıya yürüyorum. Etrafa, kalabalığa bakarken birisi elime bir broşür veriyor: “Falda İddaalıyız”. Önemsemeden devam ediyorum. 50 metre geçmiyor ki başka birisi “Ünlü falcı Kezban, Deniz Kafe’de”. Sonraki 50 metrede: “Bilemezsek paranız iade” ve bu sürüp gidiyor. Sanırım falcılık olayında son dönemlerde bir artış var. Ancak bana olay artık bir çılgınlık halini almış gibi geliyor.

Hayatım boyunca hiç profesyonel falcıya gitmedim. Ancak falcılarla ilgili anlatılan çok şey dinledim. Her seferinde de “Gidicem ulen, valla verecem bir kahveye 12 lira, gitcem” dedim ama kıyamadım paraya, bir de inanamadım bu fal işine. Arada derede yaşadık gittik fala gtsem mi-gitmesem mi diye düşünerek. Aslında ben hep “Şu falcı acayip tutturuyor” önermesiyle gelenlere içimden “Saçmalama ya, mal mısın?” desem de bunu dışımdan belli etmemiş ve o kişinin inanmışlığına saygı duymuştum. Hatta bir keresinde garanti bildiği söylenen birinin mekanına gitmiştim inananmış arkadaşlarla. Tam sipariş verilecek, bir de ne göreyim, kahve 12 Lira. Hemen gözüm çaya kaydı, 1Lira. “Ameller niyetlere bağlıdır, sen çaydan da bakarsın” dediysem de falcı kabul etmedi, ben de bu kadar yaklaşmama rağmen yine fal baktıramadan dönmüş oldum.

Bir arkadaşım bir hikaye anlatmıştı: İşsiz kaldığında Beyoğlu kafelerinden birine gitmiş. Buna 1 haftada fal bakmayı öğretmişler: “Şu tipe şunu diyeceksin, şu saatte gelen şu olur, şu yüzük şu demek ,şu saç kesimi, bu sakal...”gibi. Eleman falcı olmuş çıkmış. Bu tarz olaylar da inancımı iyice kırdı.

Ancak bugün olanlardan sonra bir anda kendimi çok mesut hissediyorum. Çünkü ben haklı çıktım arkadaşlar. Aslında falcı diye gittiğimiz adamlar düpedüz “Cold reading” yapıyormuş. Şimdi ben o çaydan bana fal bakmayan adamı bir bulsam onu tokatlarım valla. Adamın da günahını almamak lazım, belki kendisi de kendisini falcı sanıyor olabilir ve “Cold reading” yaptığını bilmiyor olabilir belki ama her işin bir sorumluluğu var. Şöyle ki; bir falcı ben Anadolu Lisesindeyken benim için "Fen Lisesine gidecek, yurt dışında okuyacak demiş" bizimkilere. Kadının dediği çıksın diye yıllarca uğraştım durdum sonra ben. Eşşeğin aklına karbuz kabuğu da sokabiliyolar bazen. Yalnız buraya kadar söylemişti kendisi. Şimdi burda ne bok yicem bi veri, bi motivazyon kalmadı. O sorumsuz davranışın cezasını ben yıllarca çektim.

"Cold reading" hususu da basitçe şöyle: Yıl 1948, psikolog Bertram R. Forrer bir deney yapıyor. Bizim falcılığın atası kabul edilebilir bu adam. Bir sınıf dolusu öğrenciye, onların burçlarıyla alakalı analiz yapacağını ve herkesin kendisine verilen analiz kağıtlarını 0’dan(çok zayıf) 5’e (çok iyi) kadar oylaması isteniyor. Kağıtlar dağıtıldıktan sonra sınıftan çıkan ortalama not 4.26 oluyor. Yani çoğu kişi yazılanları kendisini tanımladığını düşünüyor. Oysa sınıfa verilen metin tamamen aynı ve şu yazıyor:

“You have a need for other people to like and admire you, and yet you tend to be critical of yourself. While you have some personality weaknesses you are generally able to compensate for them. You have considerable unused capacity that you have not turned to your advantage. Disciplined and self-controlled on the outside, you tend to be worrisome and insecure on the inside. At times you have serious doubts as to whether you have made the right decision or done the right thing. You prefer a certain amount of change and variety and become dissatisfied when hemmed in by restrictions and limitations. You also pride yourself as an independent thinker; and do not accept others' statements without satisfactory proof. But you have found it unwise to be too frank in revealing yourself to others. At times you are extroverted, affable, and sociable, while at other times you are introverted, wary, and reserved. Some of your aspirations tend to be rather unrealistic.”

Buradan anlıyoruz ki sadece fallar değil, gazetelerdeki burç tahminleri de tamamen kolpa. Adeta balığı kavaya, kovayı teraziye, teraziyi akrepe yazsan, kimsenin ruhu duymayacak. Herkes de hemen hemen 4.26/5 oranında mutlu mesut: “Vay be, adam bilmiş yine” diyerek gazete sayfasını çevirecek. Hatta şu an farkettim yazıyor da olabilirler çünkü ben diğer burçları okumuyorum. Leyn, yoksa???

Şimdi örnekleri çoğaltalım (link) Vieoda bir palyaço bir adamın karşısına geçip, her insanın ortak sahip olduğu anılardan yola çıkarak adamın tepkilerine göre de devam ederek falcılık yapıyor. Adamın aksanına, cevaplar sırasında verdiği tepkilere bakarak da üfürmeye devam ediyor. Bu performansın beleşe yapılması büyük şans. Beyoğlu’na gelse bu palyaço, kral olur. Videonun devamında da yukarıda anlattığım deney tekrarlanıyor. İngiltere, Amerika ve İspanya’da birbirini tanımayan 15 insandan bir zarfa el izlerini ve bir özel eşyalarını koyması buna göre analizler yapılacağı söylenir. 1 saat sonra hepsine aynı analiz kağıdı veriliyor ama her denek kendisine özel olduğunu sandığı kağıtları hayranlıkla okuyor. Sizi ne kadar tarif etmiş sorusuna verdikleri yanıtlar da enteresan. Sadece bir kişi %40 dese de geriye kalan deneklerden %90-95-99 gibi cevaplar alınıyor. Denekler : “o inanılmaz biri, medyumlukta rakipsiz, ağzıma sıçtı, her şeyi bildi” gibi tepkiler verirken olan biten yine bu “Cold reading” denen ve insanlığı kemiren hadise. Adamımız Derren’in bir başka şovu için (link)

Tabiki bunu ülkemizde yapmanın bazı kolaylıkları da var. Mesela işsizlik %25 olduğuna göre ve yaptığı işten mutlu olanların oranı sadece %5 ise, işinle ilgili sorunun var demek çok iyi bir başlangıç olacaktır. Ayrıca mesela annen baban memursa ve bu ülke kriz ülkesiyse kooperatif evinden ve o evin bi türlü bitmeyişinden falan da bahsedebilirsin. Zaten ekonomik olarak güvende ve özgür hissetmeyen bir ülkenin aşk hayatı da sıkıntılı olur, malum analizler erken boşaldığımızı söylüyor ama siz falda bu konuya girmeyin. Sağlık desen ha keza. Bir sağlık sorunu muhakkak vardır 30 yaşını geçenin. Biraz da burdan yardırırız. Böyle böyle derken bakıvermişsiniz fal bitivermiş. Çok da zor değilmiş. Ama medyumluk derseniz, onu bilemem. Adam bana gelecek hafta ne olacak anlatsın, hele de tuttursun ona: “Birader sen “cold reading” yapıyosun, kalbini kırarım” diyemem. Ama geleceği bilse zaten 12 liraya kahve kakalamaya çalışmazdı, o ayrı.

İlginç olan kısım, ilk video linkindeki insanların dünyanın farklı yerlerinden olmalarına rağmen aynı ortak cümlelerle tanımlanabilmeleri. Yani her insan çok farklı hayatlar yaşıyor gibi görünse de temelde aynı 10 cümleyi kendilerine çok uygun bulabilmeleri. İşte ben bunu sevdim. Faldan da çıkacak güzel ders bu olsun bize. Hakikaten aynı şeylere gülüp, aynı şeylere ağlamamız şaşılacak şey. Hepimiz kalabalıklar içinde yalnız, şehir hayatının yoğunluğu altında ezilmişiz. Keşke birbirimizi daha çok anlayabilsek, omuz atıp geçtiğimiz o yabancının da “İnsanların seni sevmesine ve hayranlık duymasına ihtiyacın var” cümlesiyle tav olacağını bilsek. Keşke keşke, kaybettiğimiz o çocukça hayalleri, göz yaşlarımızdaki masumluğu paylaşabilsek. Keşke hep beraber Tuna Kiremitçi tarzı klişelerle dolu edebiyatı sevebilsek...Fala inanmasak, falsız kalsak, adam gibi kahvemizi yudumlayıp, kalkıp gidebilsek...Yani insanı sevsek, humanist olabilsek...Neden ötürü olursa olsun, yaratılanı hoş görsek...

3 comments:

bop said...

ah şu ingilizler demek istiyorum. bu tip deneyleri ve belgeselleri çok iyi yapıyorlar.bknz BBC belgeselleri. ama deneklerin aynı yaş grubunda muhtemelen de aynı sosyal sınıftan olmaları da kayda değer.

Anonymous said...

ovgutto, sen bir de cinsiyet itibariyle falsever popülasyonun içinde yer al da gör... inanmamak şirk koşmak gibi addedildiğinden her kahve azaba dönüşür... tatlı dille fal bakan latif hemcinslerim de vardır ama gelecekten haber almak ne zaman stressiz olmuş ki... başkasına bakılan fal da ilginç gelmiyor...
bir de yemek sonrası kahve fincanları öksüz kalır ortada, kimse bakmak istemez bazen, "ay ben anlamam ki; yok yok sende falcı tipi var" şeklinde zorlamalarla en sonunda telve kurur, senin bu yazdıkların akılların bir köşesinden geçer ama derlenip toparlanamaz... kısacası yazını manifesto yapsak yeridir; biz fala inanmayan ve buna rağmen biraz da çekinenler için günde birkaç kez okunası olmuş ! NeReYe

Ali said...

http://suphecimelek.wordpress.com/
burada falla ve forer etkisiyle ilgili bir yazı okudum. ondan başka pseudoscience vb. pekçok konuda güzel incelemeler var. tavsiye ederim